“Taht mı Boş, Biz mi Oturduk Ne?”
Saray Rüyası… ismi bile insanı bir havaya sokuyor. Açtım oyunu, bir baktım ki ekran altın varak, mücevher desen, halılar, avizeler… dedim ki bu iş şaka değil. Gerçekten saray burası. Oyuna girince kendimi sultan zannettim, elimde kahve, ekranda dönüyor altınlar. Tam hayalimdeki yaşam tarzı gibi.
Spin attıkça ekran saray gibi ışıldıyor. O mücevherli taçlar, zarif yüzükler, gösterişli kadehler… Birleştiğinde kazanç da saray sofrası gibi oluyor. Şöyle bir bakıyorsun ekrana, diyorsun ki “ben bu lükse alışırım.” Oyun hem görsel hem içerik olarak tatmin ediyor.
“Mücevher Gibi Bonuslar, Altın Gibi Anlar”
Saray Rüyası’nın en güzel yanı ne dersen, bonus turları derim. Bir başlıyor, arka fon değişiyor, müzik coşuyor. Kazançlar üst üste geliyor. Hele o çarpanlı anlar… gözlerin ışıldıyor, insan gülümserken bir yandan da hayallere dalıyor.
Oyunun temposu da güzel. Ne bayıyor, ne de çok hızlandırıyor. Tatlı tatlı ilerliyor, her dönüşte ayrı bir ihtimal. Bazen “bu sefer büyük geliyor” diyorsun, bazen küçük kazançlarla da mutlu oluyorsun. Ama oyun hep bir şekilde şımartıyor.
“Slotter’da Saraya Giden Yol Buradan Geçer”
Saray Rüyası’nı Slotter’da gördüm ilk. Girdim, şöyle bir bakınırken gözüme çarptı. Dedim ki bu isim boş değil. Açtım, ilk birkaç spin’den sonra dedim ki bu oyun sadece görsel değil, içerik de dolu. Slotter bu oyunu seçtiyse vardır bir bildiği.
Slotter’ın sunduğu oyunlar içinde Saray Rüyası bambaşka bir yere oturdu bende. Hem rahatlatıcı, hem heyecanlı, hem de kazandıran bir havası var. Lüksü hissettiren ama kasmayan bir tarz. Açıyorsun, oynamaya başlıyorsun, zaman su gibi geçiyor.
Ve bazen hayal dediğin şey, sadece bir tık uzağındadır. Saray Rüyası da öyle bir oyun işte. Ekran başında lüksü hissedip kazançla taçlanmak istiyorsan, Slotter’da bu rüya seni bekliyor. Çünkü bazı rüyalar sadece uyurken değil, oynarken de gerçek olur.